Cem Dizdar

Fanatik

Kısaca sorarsam; ''Peki ama neden''

Maçın ilk devresinde oyunda neredeyse kaybolmuş bir Beşiktaş izledik birlikte. Tersi daha doğru belki, ''Gayretkeş ama sonuç alamayan bir Ankaragücü vardı sahada.'' Oysa hafta sonu Beşiktaş yönetim cephesinden dile getirilen mealen şuydu ''Serdar Topraktepe hocamızın yapabileceklerine bakacağız!'' Bu sadece karmaşadır! Bilinir Topraktepe aynı zaman

Ciddi hasar aldılar...

Lig vasatını zorlayamayan bir ilk yarı! Hücum etmekte zorlanan haliyle savunmaların ciddi sıkıntı yaşamadığı iki takım da şut atmak dışında gol opsiyonlarını çalıştıklarını gösterecek herhangi bir şey yapmadı. Fenerbahçe kendi sağ çaprazında birkaç kez Edin Dzeko'yu defans arkasına kaçırdıysa da gol arzusu pas bilgisine galip gelince top Ali Şaşal

Kazananın haklı olduğu coğrafya!

'Sıradanlık' ile 'Vasat altı' el ele verip sel gibi akmaya başladığında önünde hiçbir baraj duramaz! İlk devre sonunda Ankaragücü karşısındaki Beşiktaş üzerinden yapılan Serdar Topraktepe güzellemelerinin hedefi Fernando Santos'un futbol bilgisini tartışmaktı. Tıpkı geçmişte Del Bosque, Aragones, Mancini, Zico, Prandelli Lucescu vb. için yapılanlar

Bu dille mümkün değil

Üzerinde fazla düşünülmüş gibi durmuyor Samet Aybaba'nın konuşmaları. Gazetecilerle değil de gelişigüzel bir sohbette sanki! Öncelikle Beşiktaş'ta 'Futbolun patronu' olarak açıklığa kavuşturması gereken soru şu; 'Fernando Santos hangi kriterler göz önüne alınarak takımın başına getirildi' Bu soru ortada öylece dururken 'Altıncı kez teknik direktör

Süper iyileşme!

Maçın ilk 30 dakikasında ciddiye alınacak işler yapılamayanlardı! İki kez Karagümrük bir kez de Fenerbahçe, soldan aut çizgisine inip topu en yakındaki arkadaşlarına ulaştırmaya çalştı. Üç pozisyonda da ceza sahası yayı çevresinde ikişer arkadaşları, 'hareketli penaltı' atmak için bekliyordu. O pozisyonların bana anlattığı yegane antrenmanlarda bu

Sonuç hep bu!

Oyunun ilk devre boyunca hakimi Beşiktaş gibi görünse de pozisyon riskleri açısından durum pek de öyle değildi! Evet, Beşiktaş attığı tek golün dışında goller bulabilirdi belki ama kalecileri Mert Günok'un kurtardıkları ya da kurtarmasına gerek kalmadan kale yakınından dışarı giden Samsun hücumlarını da göz ardı etmemek gerek. Hücuma çıktıklarında

Mutluluk sorunu

İdari ve teknik kadrosunun ısrarla işlediği 'Yıllardır haksızlığa uğruyoruz' anlatısı ile mutlak kazanma baskısı arasına sıkıştırılmış bir takım Fenerbahçe! Haliyle de gergin, kaygılı ve biraz da mutsuz bir takım görüntüsündeler. Sahaya yayılış, topu kullanma konusunda dün akşamki ilk yarıda iyi görünmüş olsalar bile birinci ve üçüncü bölgelerde o

Sular çabuk durulur

Süper Kupa'nın oynanamamasının ardından ısrarla 'toplumsal gerilimin artabileceği' teması işleniyor. Temayı işleyenlerin birer 'sosyolog', hatta toplumsal sorunlarla ilgili ciddi donanıma sahip olmadıkları ortada! Beri yandan, 'Lig bitene kadar açıklama yapmayın, oyuna odaklanın' önerisinde bulunsam bile biliyorum ki, yöneticilerden çok hak hukuk a

Ne maçtı ama! Uyuttu hepimizi

Son Demirspor maçının ardından Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal oyuncusu Rade Krunic'in performansını överken şuna yakın bir cümle kurdu: "Türkiye'de kaos futbolu oynanıyor." Daha çok kozmoloji terminolojisinde kullanılan 'Kaos', düzenden yoksun, uyumsuz ve karmaşık durumlar için kullanılır. Ancak konu futbol olunca bu terim sanırım 'Belir

Bitmeyen gerginlik gereksiz acelecilik

Fenerbahçe iklimi propaganda sıcağında kavrulurken alınacak her karar bıçak sırtı olacaktı. Zemine slogan yazmak... Tribüne 'Gurur' germek! Sahaya 'Kahramanları' göndermek! Ve onlardan biri, Livakovic yerine kaleye konulan İrfan Can Eğribayat maçı dengeye getiren hatayı yaptı! Yani sakin olmak yerine gerginlik modundaydı Fenerbahçe. Yine de maç onl